Rönesans Nedir?
Ortaya çıktığından beri Rönesans, insanların kendi davranışlarına hükmetmesine ve dolayısıyla daha etkin biçimde davranmasına yardım eden yararlı mitlerden biridir. Bu terim klasik yazarların eserlerini geliştirmeye başlayan bazı İtalyanların bu çabaları üzerine kullanılmaya başlandı. Klasik dönemin pagan ülkülerini açıkça kullanan bu yazarlar kendilerini kayıp bir geleneğin “yeniden doğuş” hareketinin, yani klasik antikçağın Rönesans’ının parçası olarak görüyorlardı. Antik çağın ülküleri 12. yüzyıldan itibaren Hıristiyan uygarlığının mümkün kıldığı bir kültür ortamında yeniden oluşturuldu. Rönesans’tan bahsederken, kelimeyi kullandığımız bağlamın kısıtlamalarını aklımızdan çıkarmamamız yerinde olur. Bu terimi ortaçağ Hıristiyan uygarlığından bir kültürel kopuş anlamında kullanmak tarihi tahrif etmek demektir. Bu kelime en somut anlamında, yaklaşık olarak 14. yüzyıl başıyla 16.yüzyıl sonu arasında Avrupa sanatı ve biliminin serpilip gelişmesi için kullanılan bir isimdir.
Rönesans’ı. ortaçağdan ayırabilecek kesin bir çizgi yoktur, gözle görülür olan tek fark yüksek kültürde yavaş yavaş meydana gelen değişimdir. Bazı şehirlerin sokaklarından gelip geçen insanlar; yeni bir ihtişama ve tarza sahip binalarda, klasik dönem taklidi heykel ve çeşmelerle süslü kamu mekanlarında, şehir kutlamalarının yapıldığı gösteri ve maskeli balo gibi etkinliklerde bu değişimi fark edebiliyordu. Ancak Rönesans’ın özünde insanların zihnindeki değişim; hepsinden önemlisi alimlerin, aydınların, zenginlerin ve sanatçıların zihnindeki değişim yatıyordu.