Medeniyetler Tarihi

Kahvenin Tarihi – 6 İçeceğin Dünya Tarihinde Yeri

Kahve, dünyada en çok tüketilen sıvılardan bir tanesi, tarihi diğer içecekler kadar eski olmasa da dünyadaki en çok tüketilen sıvılar sıralamasında genellikle en üst sıralarda. Bu yazımızda Kahve’nin Tarihinden, Avrupa’ya yayılışından ve Yerçekimi Kanunuyla Bağlantısı başlıklarında kahveyi inceleyeceğiz. İşte Kahvenin Tarihi :

Kahvenin Tarihi

Kahve ilk olarak ne zaman keşfedildiği bilinmese de, hikaye tadında bir keşfedilmeye sahip.

Yemen’de bir çoban(Etiyopya’da olabilir, kesin bir bilgi değil.), sürüsünden ayrılan bir koyunu takip eder, bu koyun diğerlerinden daha hareketli, daha oynaktır. Bu enerjiyi nereden aldığını anlamaya çalışan çoban, koyunun bir ağaçtaki koyu renkli taneleri yediğini görür. Kendisi de tanelerden yediğinde içinin enerji dolduğunu fark eder. Bu koyu taneler, gündelik hayatımızın bir parçası olan kahvenin ağaçtan toplanmamış, kabuklu halidir. Çoban bu taneleri bulunduğu bölgedeki İmam’a gösterir. İmam ise kahveyi hazırlamanın bir yolunu keşfeder, tam olarak nasıl keşfettiği bilinmese de böyle rivayet edilir, önce kahve taneleri kurutur ve kurumuş taneleri suda kaynatarak kahvenin yapılmasında önemli bir adımı atar. Kahvenin tarihi için anlatılan bu hikaye başlangıç kabul edilmektedir.

Kahve, Arap dünyasında yayılmaya başlayınca kahvenin etkileri tartışılmaya başlanır. Bazı müslüman alimler kahvenin etkilerini, alkolün etkisiyle eş tutup bunun haram olduğunu savunmaya çalıştılar. O zamanlar Ahlakı korumakla yükümlü vali Kha’ir Beg, kahveyi kelimenin tam manasıyla yargıladı. Bir kurul kurup etkileri tartışıldı. Kurulda kahvenin haram bir içecek olduğu kararına varıldı, karar Mekke’ye yayıldı ve bütün kahveler toplanıp, bazı müşterileri göz korkutulsun diye dövüldü.

Birkaç ay sonra Kahire’deki yüksek otoriteler, vali Kha’ir Beg’in kararını yürürlükten kaldırdı ve kahve tekrardan halkın kullanışına geçti. Kahvelerin sarhoş edici bir etkisi olmadığına karar verilmesine karşılık kahvehanelerde toplanarak içilmesini onaylamadılar. Amaçları kahveyi halktan soğutmak değil kahve içilen yerlerde dedikodu, söylenti, hiciv vb. gibi olayların dönmesiydi.

Yemenliler halen kahvenin aroma veren tanesini satmakta ve tatsız kabuğunu suda kaynatarak(kışır) kullanırlar.

Kahvenin Avrupa’da Yeri

Kahve, günümüzde en çok Brezilya’da üretilir ancak kahve Brezilya’da keşfedilmemiştir ve Brezilya’da normal koşullarda yabani kahve bulmak da mümkün değildir. Peki Avrupa ülkelerine kahve nasıl geldi ?

Kahve, Arap dünyasında oldukça popülerdi ve üretilen tek yer orasıydı. Kahve satılırken kabuğu atılır ve tanesi kavrulur, bu sayede kahvenin başka bir yerde üretilmesi mümkün değildir. İlk olarak İngiltere’de kahvehaneler açılır ancak İngiltere’de kahve üretimi söz konusu değildir. Arabistan’dan kahveleri satın alırlar ve sadece suda kaynatıp satılır.

Hollandalı denizciler, Avrupa’ya kahve ulaşımını sağlıyorlardı ancak Avrupa’da, dışarıdan gelen bir mala bağımlılık oluşması Avrupa ekonomisini yerle bir ederdi ve bu durum Avrupa yönetimini pek mutlu etmiyordu. Bu durumda Hollandalı denizciler, Arapların kahve ağaçlarından gizlice dalları kırar ve Amsterdam’a götürürler ve birkaç yıl içerisinde Hollandalıların Java kahvesi, kahve pazarında denetim kazandırdı ve Arap kahvesi, tadı daha güzel olmasına rağmen, fiyat rekabetine dayanamadı.

Fransızlar, Hollandalıların şeker kamışı üretimine uygun olan bir iklimde kahve ürettiklerini görünce, yani Doğu Hint Adalarında yetişebiliyorsa, Batı Hint Adalarında da yetişebilirdi. Bu görevi ise Fransız deniz subayı Gabriel Mathieu de Clieu üstlendi. Paris’e bir ziyareti sırasında kahve ağacından bir dal koparıp götürmekle alakalı yasal olmayan bir plan yaptı ancak o zamanlar Paris’te tek bir kahve ağacı vardı, Hollandalı kahve üreticilerinin Fransa Kralı XIV. Louis’e hediye ettikleri bir serada oldukça güvenlikli bir şekilde korunan bir serada bulunan bir kahve ağacı. Ağaçtan bir dal çalınmasını bir subay yapamazdı ancak bağlantıları yapabilirdi ve yaptılar. Kahve dalını bir kutunun içerisine koyup Batı Hint adalarına götürdü.

De Clieu’nun anlatımları abartı bazlıdır, eğer anlatımlarına inanmak gerekirse Batı Hint Adalarına giderken gemi bir korsan gemisiyle çarpışmış ve kurtulmuş, çarpışma esnasında kutu kırılmış ve bitki deniz suyuna batmış. Hava rüzgarsız olunca da içme suyu, herkese belirli miktarda verilmeye başlanmış. De Clieu’nin anlattığına göre az olan suyunu her gün bitkisiyle beraber paylaşmış.

Batı Hint Adalarına ulaşınca bitkiyi belirli bir büyüklüğe gelene kadar dikenli tellerle korumuş, mahsulatı alınca arkadaşlarına eksinler diye kahve dalları hediye etmiş.

Kahvenin Yerçekimi Kuramıyla Bağlantısı

Batı Avrupa’da, ilk kahvehane üniversiteler şehri Oxford’da açılmış ve kahvehanelerin sayısı artmış ve Yunanların symposionlarındaki şarap gibi bir yer kazanmış. Bu kahvehanelere genellikle öğrenciler gittiğinden akademik tartışma yerleri haline gelmişler. O zamanların bir şarkısında şöyle geçer : “Bu kadar büyük bir üniversite görmedim, bir peniyle bilgin olabilirsin.”

İngiltere’nin öncü bilim kurumu Royal Society’nin kurucusu olan ve St. Paul Katedralinin mimarı Christopher Wren ve arkadaşları Robert Hooke,Pepys ve Edmond Halley(Halley Kuyruklu yıldızına ismini veren kişi) bir gün bir tartışmaya girerler, tartışmanın konusu ise çok tartışılan Yerçekimi Kuramıdır. Halley merakından, bilimsel bir soru sorar, soru ise şudur:

“Gezegen yörüngelerinin eliptik uzaklığının karesiyle ters orantılı olup olmadığı “

Robert Hooke ise durumun böyle olmadığını iddia etti ancak böyle bir kanıt geliştirmeye çalışan ancak başaramayan Wren ise Hooke inanmadı. Çözüm geliştirilemeyince ise aylar sonra Halley bu soruyu meslektaşı Isaac Newton’a sorar ve Halley gittikten sonra kendisini bu soruyu çözmeye adadı. Soruyu çözdü ve Halley’e ispatıyla ilgili bir yazı gönderdi, bu yazı ise olacakların habercisiydi der Tom Standage.

Bu soru, Newton’un yıllardır uğraştığı çalışmalarının sonuçlarını biçimlendirmeye ve bilim tarihinin en büyük kitaplarından biri olan Principa kitabını yazması için ona itici gücü vermişti. Principia , evrensel yerçekiminde ilkesinin kafasına düşen elmadan (Tom Standage, bu elmanın uydurma olabileceğinden de bahseder.),gezegenlerin yörüngesine kadar hem dünyevi hem göksel cisimlerin devinimlerinin açıklayabileceğini göstermekteydi.

Kahve, dünyasal pazarda alkolden daha çok tutmuştur çünkü alkolün tam tersi etkilere sahiptir, alkol insanı bayıltırken kahve ayıltır diye bir söz söyleyeyim. İnsanlar çalışırken ya da kahvaltılarda alkol içemeyeceklerine göre kahve gündelik hayatlarının bir parçası haline gelmiş.

Eğer dünyasal gelişimi tarihsel olaylara göre parçalara ayırsaydık, kahveye Fransız Devrimi ve Yerçekimi Kanununun Bulunması düşerdi. Kahvenin tarihini detaylarıyla inceledik.

Bir sonraki yazımda Dünya’da Su’dan sonra en çok tüketilen Çay‘ı ele alacağız.

admin

Tarihe dair bilgiler sunan tarihci admin.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu