İSTİKLAL MARŞI 10 KITA

İSTİKLAL MARŞI
1. KITA
Korkma sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ancak.

2. KITA
Çatma kurban olayım, çehreni ey nazlı hilâl,
Kahraman ırkıma bir gül. Ne bu şiddet, bu celâl?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helâl…
Hakkıdır, hakka tapan milletimin istiklâl.

3. KITA
Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım,
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış, şaşarım.
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner aşarım;
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.

4. KITA
Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar,
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma. Nasıl böyle bir imanı boğar
“Medeniyet” dediğin tek dişi kalmış canavar.

5. KITA
Arkadaş. Yurduma alçakları uğratma, sakın.
Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın.
Doğacaktır sana vadettiği günler Hakkın,
Kimbilir belki yarın, belki yarından da yakın.

6. KITA
Bastığın yerleri toprak diyerek geçme, tanı;
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı;
Verme, dünyaları alsan da bu cennet vatanı.

7. KITA
Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki fedâ?
Şüheda fışkıracak, toprağı sıksak, şühedâ.
Canı, cananı, bütün varımı alsın da Hüdâ,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüdâ.

8. KITA
Ruhumun senden, İlâhî, şudur ancak emeli,
Değmesin mabedimin göğsüne nâmahrem eli.
Bu ezanlar ki şahadetleri dinin temeli.
Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli.

9. KITA
O zaman vecd ile bin secde eder –varsa– taşım,
Her cerihamdan, İlâhî, boşanıp kanlı yaşım,
Fışkırır ruhu mücerret gibi yerden nâşım,
O zaman yükselerek arşa değer belki başım.

10. KITA
Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı Hilâl,
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helâl.
Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın, hürriyet.
Hakkıdır, hakka tapan milletimin istiklâl.
(Z.C., 3.1921)

İSTİKLAL MARŞININ KABULÜ

Yeni bir başkent kurulması yolundaki teklifini kabul ettirememiş olan Mustafa Kemal Paşa, yeni bir devlet düzenine yönelttiği ataklarına devam ediyordu. Ve yeni bir aşama olarak, milli mücadele duygu ve çabalarını vicdan ve gönüllere yerleştirip dünyaya duyuracak olan “İstiklal Marşı” konusunu ele aldırdı:

Başkan (İkinci Başkanvekili Hasan Fehmi) — İstiklal Marşı hakkında Eğitim Bakanlığı’ndan gelen tezkereyi uygun bulursanız eğitim komisyonuna gönderelim.

Hamdi Namık (İzmit) — Bunların içinde Eğitim Komisyonu’ndan bir kişinin de marşı vardır.

Yahya Galip (Kırşehir) — İstiklal Marşı hakkında Eğitim Bakanlığı’ndan gönderilen parçaları bastıralım.

İlginizi Çekebilir:Atatürk Fransızca Konuşuyor – Renklendirilmiş Video! Atatürk kaç dil biliyordu?


Başkan — Eğitim Komisyonu’na gönderiyoruz. Sayın arkadaşlardan edebiyata meraklı olanlar, edebiyatta uzmanlığı
olanlar toplanıp incelesinler.
Yahya Galip — Basılsın, biz de bir kez görelim.
Besim Atalay (Kütahya) — Eğitim Komisyonu toplansın, görüşelim. Şairlere yazılsın, herkesin düşünceleri alınsın. Burada görüşülebilmesi için bir tanesinin seçilmesi gerekir, o basılır.
Hamdi Namık — Biliyorsunuz ki, Eğitim Komisyonu Başkanı Mehmet Akif Bey’in de bir şiiri vardır. Onun için, ayrı bir komisyon seçilmesini teklif ederim.
Hasan Basri (Balıkesir) — Mehmet Akif bu aşağılığı yapmaz, böyle şeylerle kendini küçültmez. (Gürültüler)
Hamdi Namık — Eğitim Komisyonu’nun başkanıdır. Tarafsız olması gerekir. (Gürültüler)
Başkan — Komisyondan geldikten sonra görüşürsünüz.(Gürültüler)
Hamdi Namık — Eğitim Komisyonu’na olamaz. Bunu uzmanlardan kurulu bir komisyon incelesin.
Başkan — Eğitim Komisyonu’na gönderilmesini kabul edenler el kaldırsın.
Besim Atalay — Olamaz, uzmanlardan kurulu bir komisyon ister.
Başkan — Basılıp dağıtılmasını isteyenler el kaldırsın. İndiriniz ellerinizi. Tersini kabullenenler el kaldırsın. Basılıp dağıtılacaktır. (Z.C., 26 Şubat 1921)

İSTİKLAL MARŞI ARAYIŞINDAN BİR KAÇ GÜN SONRA…

Başkan (Mustafa Kemal Paşa) — Arkadaşlardan Basri Bey’in, Hamdullah Suphi Beyefendi’nin İstiklal Marşı’nı kürsüden okumasına dair teklifi var.
Muhiddin Baha — Hangi İstiklal Marşı? Basri Bey söylerler mi?
Hasan Basri — Eğitim Bakanlığı’nca yedi tanesi seçilmiş, bunlardan herhangi birini okusun.
Başkan — Eğitim Bakanlığı’nca seçilmiş olanlardan birinin okunması uygun görülüyor. Basri Bey’in bu teklifini kabul edenler ellerini kaldırsın. Kabul olunmuştur. Hamdullah Suphi Beyefendi, buyurun.
Hamdullah Suphi — Eğitim Bakanlığı son mücadelemizin ruhunu sanatlıca dile getirecek bir marş için şairlerimize başvurmuştur. Birçok şiirler geldi. Yedi tanesi en yüksek kaliteli olarak görülmüş ve ayrılmıştır.

Bakanlık, yaptığı incelemede olağanüstü güçte bir şiir aramanın gereğini duyduğu için, ben Mehmet Akif Beyefendi’ye başvurdum. Kendilerinin de bir şiir yazmalarını rica ettim. Çok soylu bir kuşku ile tereddüt ettiler. Bilirsiniz ki, bu şiirler için bir ödül sözü verilmiştir. Bunu kendi adlarına yaklaştırmak istemediler ve bundan çekindiklerini açıkladılar. Gerekli tedbiri alır, gerekli ilanı yaparız dedim. Bu şartla büyük dinî şairimiz bize çok güzel bir şiir gönderdiler. Öteki altı şiirle birlikte gözlerinizin önüne koyacağız. Seçmek size aittir.

Arkadaşlar oyumu açıklıyorum. Beğenmek, değer vermek konusunda özerkim. Seçimimi yapmışım. Fakat sizin seçiminiz benim seçimimi bozabilir. Bu size aittir.

Aradan on gün geçti…

İSTİKLAL MARŞI KABUL SÜRECİ

Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi — İstiklal marşları hakkında bakanlıkça yapılan çağrı üzerine ne kadar marş elimize gelmişse bunları komisyona incelettirdik. Sonucunu Yüksek Kurulumuza sunduk. Bunları görmek istediniz. Basılıp dağıtıldı. Bir nokta üzerine dikkatinizi çekmek isterim. Bu İstiklal marşları sizlerce incelendikten sonra oylarınız hangi şiir üzerinde toplanırsa ikinci bir işlem daha yapılacaktır. Bestecilere yollayacağız, besteciler de bize türlü besteler yollayacaklardır. Onlar arasında bir seçim daha yapılacaktır.

Anadolu mücadelesi uzun süreden beri devam edip gidiyor. Bunu anlatmak, bunun ruhunu söyletmek üzere yazılmış olan bu şiirler ne kadar tezden bir karara bağlanırsa daha çok yararlanırız. Yüksek Kurulunuzdan rica ediyorum. Şiirler okunmuştur. Bunu bir kurula mı, bir komisyona mı verirsiniz? Genel Kurulca bir karara mı bağlarsınız? Ne isterseniz yapınız.

Başkan (İkinci Başkan Dr. Adnan Bey) — Eğitim Bakanlığı İstiklal Marşı’nın bugün gündeme alınarak görüşülmesini istiyor. Bugün görüşülmesini isteyenler el kaldırsın. Kabul edildi.
Muhiddin Baha Bey — Sözlerimin yanlış anlaşılmamasını, bir özel amaca yönelmiş sayılmamasını sağlamak için önce bir gerçekten söz edeceğim. Bu “milli marş yarışması” ilan edildiği zaman, yarışmaya ben de katılmak istedim. Fakat bu mesele öyle bir cereyan almıştır ki, ben bu yarışmadan vazgeçiyorum. (M) imzalı şiir benimdir. Bunu yarışmaya katmayınız. Kemaleddin Kâmi de aynı nedenle şiirini geri almıştır. Bunlara göre düşüncelerinizi söylersiniz.
Besim Atalay Bey — Şiirler iki türlüdür. Ya duyguları yansıtır ya da ağlatıcı bir ruhun, bir coşkunluğun yankısıdır. Şiir bu iki şekil üzerine doğarsa beğenilir ve saygıyla karşılanır. Böyle şiirlerdir ki, halk arasında yaşar. Bu şiirler ya yüksek ve estetik bir duygudan ya da yakıcı bir duygu coşkunluğundan doğar. Ismarlama yazılan şiir yaşamaz. Bizim bir Cezayir marşımız vardır. Bu, halk arasında yaşıyor. Bu, yarışılarak yazılmamıştır. Bu, ağlayan bir ruhun, eline silahını alarak koşan bir ruhun duygularını besteler. Marseyyez (Marseilles)’in nasıl söylendiğini bilirsiniz. Büyük devrim sırasında, silahını almış koşan bir gencin söylediği şiir birdenbire yayılmıştır. Bu gibi şiirlerin, memleketin uğradığı acılara ağlayarak, titreyerek, önce güftesi değil, bestesi söylenir. Memleketin ısmarlama şiirlere verilecek parası yoktur.


Hamdullah Suphi Bey — Para meselesi ile bu şiirle rarasında bir ilişki bulmak çok yanlış bir görüştür. Vatanın kurtuluş mücadelesini yapan milletin vekilleri, onun vekillerinin vekilleri halkın duygu coşkunluğunu dile getirmek üzere memleketin şairlerine başvurmuştur. Bu şairler, ilk kez şiir yazmamışlardır. Bize şiir yollayan şairler, yıllarca bütün memleketin üzüntülerini, acılarını, övülecek yanlarını yazmışlardır. Demek ki, para karşılığı şiir söz konusu değildir. Şairlerimizden hiçbiri paradan konuşmamıştır. Para meselesinden çekinen arkadaşlarımızdan birisi de yıllardan beri yüksek ve dinsel bir sanat etkisiyle şiirler yazan Mehmet Akif Bey’dir. Yeniden yazmaktan çekinmesi, bazılarının hatırına para gelir diye korkmasındandı. Ben, gelen şiirleri okuduktan sonra kuvvetli bir şiir daha bulunsun diye kendisine başvurdum. Bunun üzerine yazdılar. Besim Atalay Bey’in, halk şiirlerinin, özellikle milli olaylarla ilgili olanlarının siparişlerle doğmadığı sözü doğrudur. Bütün şiirler ve milli şiirler, dünyanın en tanınmış şiirleri halk hareketleri arasından doğmuş olan şiirlerdir. Fakat bu şiirler aramızda daha doğmamıştır. Doğmasını istemek de bizim için bir görevdir. Bu sebeple şairlerimize başvurduk, bize çok güzel şiirler yazdılar. Bu şiirlerden seçme hakkı yüksek kurulunuzundur. Şiirleri okuyunuz. Ben rica ediyorum ki, bu şiirlerin bir an önce bestelenmesi için bir karar alınız, çalışmalarımın ikinci kısmına geçeyim.

Dr. Suat Bey (Kastamonu) — Mesleğim şiirle, edebiyatla uğraşmaya elverişli değildir. Bu sebeple şiir ve edebiyat eleştirisi yapmayacağım. Ancak, Hamdullah Suphi Bey geçenlerde bu kürsüde bu şiirleri okuduğu vakit mecliste büyük gürültüler olmuştu. Ondan anlaşılıyor ki, İstiklal Marşı olarak bunlardan birinin seçilmesini isterlerse çok güzel bir şey olacak. Ben Akif Bey’in öteki eserlerini de okumuşum. Esasen bir marş, bir milletin heyecanlarını, duygularını müzikleştirerek dile getirmek bakımından değerli ise, Akif Bey’in son yazdığı İstiklal Marşı’ndan önce yazdığı şiirler, zaten bizim duygularımızı dile getirmiştir. Kendisinin, memleketin duygularına karşı ne kadar güçlü bir şairliği olduğunu, Batı ve Doğu âlemi hakkında duygularının en güzel örneklerini Safahat adındaki eseri gösterir. Bundan ötürü, bu edebiyat kahramanını yüceltmemek elden gelmez. Ben kendi adıma Mehmet Akif Bey’in yazdığı şiiri incelemek istemem. Hele bu konuda yazmış olduğu marşların en güzeli İstiklal Marşı’dır. Bunun uygun görülmesini teklif ederim.

Hacı Tevfik Efendi (Çankırı) — Ben bu şiirin şu gerçek kürsüsüne nasıl çıktığına şaşıyorum. Bunu eğitim meclisi seçer, beğenir, yapar. Gerçi şiir bir meziyet, bir değerdir, fakat bir hayaldir. Bu gerçek kürsüsüne çıkması doğru değildir. Eğer birinden birini beğenmek gerekiyorsa Akif Bey’in şiiri çok güzel yazılmıştır. Lakin biz bugün Aşiyan’da (kuş yuvası; Tevfik Fikret’in kuş yuvasına benzeyen Boğaz’daki köşkü) değiliz. Millet Meclisi’nin kürsüsünde olduğumuzu unutmayalım. Bunu eğitim komisyonu kendi düşünsün, beğensin, seçsin.

Tunalı Hilmi Bey — Arkadaşlar, mesele çok önemlidir. Eğer bu marş milletin ruhunu kavrayabilecek bir marş ise, ufacık bir yakışıksızlık o marş için çok büyük düşüklük olur. Tam serbest söyleyemiyorum, kusura bakmayınız. Burada edebiyat eleştirisi yapacak değilim. Düşüncelerimi kısaca açıklayacağım. Hamdullah Suphi Bey’in tezcanlılığına katılamam. Çünkü bir kere bu marş milletin ruhundan doğma bir marş değildir. Milletin ruhuna tercüman olacak bir marş olmalı (Gürültüler) Bu o kadar görüşülmeye değer ki, siz anlayamazsınız.

Refik Şevket Bey (Manisa) — Şiirler sahiplerinin mallarıdırlar. Beğenirsek oy veririz, beğenmezsek oy vermeyiz. Herkesin saygıdeğer kişiliğine sataşmayarak, kabul edelim ya da etmeyelim.
Tunalı Hilmi Bey — Gerek o şiire, gerek bu manzumelere karşı bir şey söylemedim ki. Ad söylemedim. İyi dinleyiniz, kulaklarınızı açınız. Arkadaşlar rica ederim, bir özel komisyon kuralım, oraya gönderelim, birini seçsin. Meselenin ruhu buradadır. O komisyon seçtiği şiirin sahibini çağırır, der ki ona, şu satırı bırakırsanız ya da şu anlamda değiştirirseniz ve şu kelimenin bununla yerini değiştirirseniz manzume daha parlak olur. Sahibi uyar ve manzume daha iyi olur. Bu noktaya dikkat ediniz. Manzumenin baştan başa iyi olmasını bütün samimiyetimle istiyorum ve bu teklifi yapıyorum. (Gürültüler) Bana biri imzalı, biri imzasız iki mektup geldi. Bu mektupta deniliyor ki, verilmiş olan öteki manzumeleri de okuyunuz, onların içinde seçilmiş olanlardan daha uygunları vardır. (Gürültüler, ‘Memiş Çavuş’ sesleri) Mektubun sahibi Batı ordusuna gitti. İmzasını gösterebilirim. Arkadaşlar! Direniyorum. Bir özel edebiyat komisyonu kurulmalıdır ve seçim ona yaptırılmalıdır.

Başkan — Trabzon Mebusu Celâl Bey’in İstiklal Marşı ile ilgili bir önergesi var: “Haddim olmayarak hazırladığım basılmamış İstiklal Marşı’nın yüksek meclis önünde okunmasını teklif ederim. Trabzon Mebusu Celâl.” Sanıyorum ki, yüksek kurulunuza dağıtılan manzumeler belli süre içinde toplanıp da şimdi seçilenlerdir. Bunun yarışmaya katılması mümkün müdür? (‘Hayır’ sesleri)
İhsan Bey (Osmaniye) — Şekil aramıyoruz. İyi ise dinleyelim. (‘Uygun’ sesleri)

Başkan — Eğitim Bakanlığı seçmiş, göndermiş. Şimdi bunlardan birinin seçimini genel kurulda kendisi izliyor ve görüşüyoruz. Bu arada birisi bir marş daha gönderiyor. Bunu kabul ettikten sonra yarın başkalarınınkini de geri çeviremeyeceğiz.
İhsan Bey — Hangisi güzelse o gereklidir.
Başkan — Bu marşın okunmasını kabul edenler el kaldırsın. Kabul edilmedi.
Hamdi Namık Bey (İzmit) — Ben şunu anlayamıyorum, bu bir milli meclis işi midir, edebiyat komisyonuna ait bir iş
midir? (‘Millet işidir’ sesleri) Şüphesiz millet işidir, fakat bilirsiniz ki, şiir meselesi bir sanat meselesidir. Seçme hakkını üzerimize alıyorsak aramızda şiirle uğraşan arkadaşlarımızdan bir edebiyat komisyonu kuralım, onlar incelesinler. Eğer komisyon kurmayacaksak, o hak Eğitim Bakanlığı’na aittir. Görüşünü açıklasın, ya kabul edersiniz ya da etmezsiniz. Uzun uzadıya sürüncemede kalmasına hacet yoktur.

Hüseyin Bey (Elazığ) — Eğitim Bakanlığı’na ne kadar şiir verilmişse, onlar yeniden bir komisyona verilsin, orada yeniden incelensin. Hamdullah Suphi Bey — Arkadaşlar, Refik Şevket Bey’in sözünü tekrarlıyorum. Bu şiirler üzerinde konuşulduğu zaman gereksiz yere, hatta istemediğimiz halde şiir yazmış olan arkadaşlarımız için böyle bir söz buradan çıkmamalıdır. Özellikle ‘ısmarlama’ sözü, halkın tercümanı olma sözü yanlıştır. Çünkü halkın temsilcileri olan sizlerin önünüzde okunan şiirin yüksek kurulunuz üzerindeki en üstün etkisine ben tanık oldum. Eğer halk üzerine yapacağı etkiyi anlamak için kendi kalbinizden başka miyarınız varsa o başkadır. Eğer halkın üzüntülerini kendimiz anlayacak olursak halkın kalbini de anlamış oluruz. Şimdi ben diyeceğim ki, yeni bir edebiyat komisyonuna göndermekte fayda düşünülebilir, eğer komisyon kararını verip bitirebilecek ise… Fakat sanırım ki, meclisinizin verdiği karar ve direndiği nokta, kendisinin bu işi halletmesidir. O halde komisyondan çıkıp yine kurulunuza gelecektir. Yine aynı durum meydana çıkacaktır. O halde, burada yedi tane şiir vardır, başkan bunları ayrı ayrı oylasın. Hangisi sizce beğenilirse onu kabul edersiniz.

Başkan — Görüşmelerin yeterliğine dair önergeler vardır. Görüşmeyi yeterli görenler el kaldırsın. Kabul edildi. Kırşehir Mebusu Yahya Galip Bey’in bir önergesi var: “Muhiddin Bey’in hazırladıkları marşın kürsüde kendisince okunmasını teklif eylerim.” Kabul edenler ellerini kaldırsın, kabul edilmedi.


Muş Mebusu Abdülgani Bey’in önergesi var: “İstiklal Marşı eğitim bakanlığınca yarışmaya konulmuş, seçimi de yine o bakanlığa ait bulunmuş olduğundan ve yüksek meclis bir edebiyat meclisi olmadığından seçimin eğitim bakanlığına ait olduğunu arz ve teklif ederim.” Kabul edenler el kaldırsın, kabul edilmedi.


Manisa Mebusu Ali Bey’in önergesi var: “İstiklal Marşı vatani bir parça olmakla beraber herhalde kabul edilir ki, şiirinin ve müziğinin vatani olması gereken bu marşın incelenmesi bir uzmanlar meselesi, bilirkişi meselesidir. Bundan ötürü bu marşın seçilip kabul edilmesi için uzmanlardan kurulu bir komisyona verilmesini ve sonra bestelenmesini teklif eylerim.” Kabul edenler el kaldırsın, kabul edilmedi.


Tunalı Hilmi Bey’in, “Şubelerden kurulacak bir özel komisyonda incelenip onaylanması” ve Bilecik Mebusu Necip Bey’in, “Besteye gelip gelmemesi bakımından şair ve bestecilerden bir komisyon kurulması” yolundaki teklifleri de reddedildiler.

Kastamonu Mebusu Dr. Suat, Balıkesir Mebusu H. Basri, Ankara Mebusu Şemseddin, Bursa Mebusu Emin, Bitlis Mebusu Yusuf Ziya, Isparta Mebusu İbrahim, Kırşehir Mebusu Yahya Galip beylerin, Mehmet Akif Bey’in şiirinin kabulünü isteyen önergeleri oylandı. Gürültüler ve ‘ret’ sesleri arasında başkan, kabul edildiğini bildirdi.

Manisa Mebusu Refik Şevket Bey’in, bu şiiri kabul etmeyenlerin sayısının belli olması için, aleyhtekilere de el kaldırtılması isteği üzerine, başkan tekrar oylama yaptı, fakat yine sadece lehtekilere el kaldırttı, tersini oylatmadı ve büyük çoğunlukla kabul edildiğini bildirdi.

Kırşehir Mebusu Müfit Efendi’nin isteği üzerine, Hamdullah Suphi Bey’in, bu şiiri, bir kere de İstiklal Marşı olarak tekrar kürsüden okuması kararlaştırıldı ve Konya Mebusu Refik Bey’in isteği kabul edilerek İstiklal Marşı ayakta dinlendi.
(Z.C., 12 Mart 1921)

Sonra bu şiirin sözlerinin yani güftesinin bir müzik yapıtı haline getirilmesi için birçok besteler yaptırıldı ve milli eğitim bakanı bir tezkere ile meclise başvurarak, en uygununu seçmek üzere, yapılan bestelerin İstanbul’da kurulacak bir uzmanlar kuruluna gönderilip incelettirilmesine müsaade istedi. Fakat, meclis genel kurulu bu isteği reddetti.
(Z.C., 1 Kasım 1921)

share Paylaş facebook pinterest whatsapp x print

Benzer İçerikler

Gök Girsin Kızıl Çıksın
Gök Girsin Kızıl Çıksın
Gitarın Tarihi Gitarın Gerçek Tarihçesi: Gitar Ne Zaman İcat Edildi?
Gitarın Tarihi Gitarın Gerçek Tarihçesi: Gitar Ne Zaman İcat Edildi?
Size Yalan Söylendiğini Nasıl Anlarsınız?
Size Yalan Söylendiğini Nasıl Anlarsınız?
Atatürk Fransızca Konuşuyor – Renklendirilmiş Video! Atatürk kaç dil biliyordu?
Atatürk Fransızca Konuşuyor – Renklendirilmiş Video! Atatürk kaç dil biliyordu?
Sinema Tarihini Değiştiren İlk 4 Sinema Filmi – Örnek Filmler
Sinema Tarihini Değiştiren İlk 4 Sinema Filmi – Örnek Filmler
Padişahın İşi Ne?
Padişahın İşi Ne?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Tarihbilgi.com.tr | © 2024 |