Apollon ile Dahpne Efsanesi Perde Arkası – Büyük Aşk Hikayesi ve Eros

Bazı aşklar her zaman mutlu sonla bitmez. İşte bu hikayede içinde hüzün beslemektedir. Aşk ve nefretin iç içe geçmiş kelimelerin kifayetsiz kaldığı anlardan biri yaşanmıştır. Hayat bize bir kez daha şunu hatırlatır: “Herkes her zaman istediğini alamaz.” Apollon ile Dahpne Efsanesi perde arkalarını sizler için yazıyoruz.

Apollon ve Daphne Aşkı Başlıyor – Apollon ile Dahpne Efsanesi

Zeus’un oğlu Işık Tanrısı Apollon mükemmel bir ok atıcısıdır. Afrodit’in oğlu Eros da iyi bir ok atıcısıdır. Zaten kendisi attığı oklarla insanları birbirine aşık eden ve kanatları olan Aşk Tanrısıdır. Bu iki tanrı bir gün karşılaşır. Apollon Eros ile dalga geçer. “Oklarının isabet etmediğini söylüyorlar” diyerek güler. Eros bunu hazmedemez ve intikam almanın yollarını arar. Hemen sihirli bir karışım yaparak iki ok hazırlar. Bu oklardan biri sonsuz ve büyük bir aşk duygusu diğeri ise nefret ve uzaklaştırma duygusu uyandıracaktır. Eros intikamını almak için Apollon’u gün ve gün takip eder. En sonunda Apollon bir dere kenarında lir çalarken ormandan geçen bir su perisi görür. Bu su Perisi Daphne’dir ve çok güzeldir. Eros fırsat bu fırsat deyip aşk için olan oku Apollon’a fırlatır. Apollon sırılsıklam aşık olur. Yalnız başına ve ormanın derinliklerinde gezmeyi seven Daphne’yi görmek için her gün aynı yere gelir. Eros bu defa nefret için yaptığı okuda Daphne’ye fırlatır. Daphne Apollon’u görür görmez korkup kaçar. Apollon peşinden koşar ve kendisini dinlemesini ister. Ancak Aşkına karşılık bulamayacaktır.

İmkansız Bir Aşk

Umutsuz ve çaresiz olan Apollon onu takip etmeye devam eder. Ama hep reddedilir. Reddedilmesine rağmen Apollon aşkından vazgeçemez. Gözü kör olmuştur. Aşkından divane olmuştur. Yine Daphne’yi ikna etmek için takip ettiği bir gün Daphne korkup kaçmaya başlamıştır. Apollon peşinden koşar durdurmaya çalışır ama başarılı olamaz. Daphne onu istememektedir. Aşık olmamıştır ve Eros’un nefrek oku kalbine sağlandığı için sürekli kaçar. En sonunda kaçmaktan çok yorulur ve yere düşer. Kaçacak yeri olmadığını anlayınca toprak anaya yalvarmaya başlar : “Ey Toprak Ana, beni sakla, lütfen beni toprağınla ört. Beni kurtar” diyerek yalvarır. O kadar içten ve samimi bir haykırıştı ki bu Toprak Ana kayıtsız kalamamıştır. Birden ayakları odunlaşmaya iç organları ağırlaşmaya ve kolları dala dönüşmeye başlar. Saçları yaprağa dönüşür. Toprağa kök salmaya başlar. Su perisi olan Daphne defne ağacına dönüşmüştür. Bu olay karşısında şaşkına dönen Apollon, Daphne’nin dönüşümünü üzüntü ile izler. Sevdiği kadın onun olmaktansa bir ağaca dönüşmüştür. Apollon matem içinde ağaca sarılır. Hala atan kalbi hissedince: “Ey Daphne, seni çok sevdim ama madem ki eşim olamayacaksın bundan sonra sen Apollon’un kutsal ağacı olacaksın. Yaprakların hiç solmayacak, dökülmeyecek ve hep yeşil kalacak. Yapraklarından başıma çelenk yapacağım. Komutanlar zafer kazandığında, imparatorlar fetih yaptığında senin yapraklarından yapılan çelengi başlarına takacaklar” der. O günden sonra imparatorlar zafer kazandıklarında başlarına defne yaprağından yapılan çelenk takılır. Defne ağacı yıl boyunca yaprak dökmez, solmaz ve hep yeşildir. Onun bu özelliği bu mitolojik aşk hikayesine bağlanır.

Derler ki bu olay Antakya’nın Herbiya beldesinde geçmiştir. Antakya mozaik müzesinde Apollon ile Daphne mozaiğinin bulunması bu söylentiyi kuvvetlendirmektedir. Halbiye’de defne ağacıyla örtülü şelalerden akan suların Apollon’un göz yaşları olduğu rivayet edilir.

Bu hikayeyi okuyup beğendiyseniz yorum yapabilirsiniz. Bir sonraki yazımızda görüşmek dileğiyle.

Titanik ile ilgili bilinmeyenleri merak ediyorsanız bu yazımızı da beğenebilirsiniz.